Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us
Image Hosted by ImageShack.us



Create a Myspace LED Scroller


   
  UĞURLUDAĞ İLÇESİ
  ÇORUM/TARİHİ YERLER
 
ÖREN YERLERİHattuşa 1986 yılından beri, UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası Listesinde”, ayrıca burada bulunan çivi yazılı tablet arşivleri de 2001 yılından itibaren yine UNESCO’nun “Dünya Belleği Listesinde” yer almaktadır. Bugüne kadar bulunmuş olan 31.519 adet çivi yazılı tablet haTanrı ve tanrıça dizileri, İmparatorluk panteonunun baş tanrıları olan fırtına tanrısı ve güneş tanrıçası’ nın maiyetini oluşturuyordu. Bu yorum sonucunda; Yazılıkaya “Yeni yıl şenlikleri evi” olarak tanımlanabilir. Hitit kült (dini tören) metinlerine göre yeni yıl ve ilkbahar törenlerinde bir araya gelen tüm tanrılar “fırtına tanrısı’nın evi’nde” toplanırlardı. Bu şenlikte kentin diğer tüm tapınaklarından tanrı heykellerinin törensel bir alayla Yazılıkaya’ ya taşınmış olabileceği değerlendirilmektedir. Yazılıkaya A Odasında kayaya işlenmiş kabartma figürlerin özel bir düzeni ve tertibi vardır. Burada sol kaya yüzeyinde ikisi dışında yalnız tanrılar, buna karşın sağ tarafta da yalnız tanrıçalar belirtilmiştir. Ana sahnede fırtına tanrısı ile eşi güneş tanrıçası ve ortak çocuklarının karşılaşması tasvir edilmiştir. Ana sahnenin karşısındaki duvarda daha büyük boyutlarda büyük Kral IV. Tuthaliya işlenmiştir. Kral, güneş tanrısı’nın törensel kıyafetinde, elinde egemenlik sembolü olan ucu kıvrık asa tutar durumda, iki Hitit Çağında, hem siyasi hem de coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir noktada yer alan şehir, önemli bir askeri ve dini merkezdir. Ortaköy kazılarında açığa çıkan ve sayıları 4.000’e ulaşan çivi yazılı tablet ve fragmanların (parça) oluşturduğu arşivde, Hititçe yazılmış olanların yanısıra Hattice, Hurrice ve Akadca yazılmış idari, askeri, dini ve fal metinleri bulunmakta olup, bunların büyük bir kısmı Orta Hitit dönemine (M.Ö. 14. yy) aittir. Buradaki yazışmalardan Taşmişarri (III. Tuthaliya) – Taduhepa kraliyet ailesinin bu şehirde hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır. Devam eden kazı çalışmalarında bugüne kadar A binası ismi verilen anıtsal idari yapı ve B Binası olarak adlandırılan ticari yapı açığa çıkartılmıştır. Hüseyindede Eski Hitit Kült Merkezi Hüseyindede, Sungurlu ilçesi, Yörüklü Kasabası’nın yaklaşık 2.5 km güneyinde yer alan bir tepedir. Bu tepenin güney ucundaki hafif eğimli arazi; Eski Hitit Dönemi yerleşim alan tepe üzerinde tasvir edilmiştir. Bu kutsal alanın bu kral tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. B Odasındaki kabartmalar ana odadaki gibi kuşaklar halinde değildir; yan duvarlara dört bağımsız figür işlenmiştir. A Odası’nın başlangıcında tanrılar geçidinde de tasvir edilen ve orak biçimli kılıç taşıyan oniki tanrı ve “Kılıç Tanrısı” Nergal, öbür dünya ile ilişki kuran yeraltı tanrıları anlamında olmalıdır. Büyük Kral IV. Tuthaliya’nın koruyucu tanrısı olan Şarruma, krala sarılmış ve ona yol gösteren bir durumda tasvir edilmiştir. Büyük Kral IV. Tuthaliya’nın ismi hiyeroglif yazıyla belirtilmiştir. Alacahöyük Çorum’un 45 km. güneybatısında, Ankara’nın 160 km. doğusundadır. Eski Tunç Çağı ve Hitit çağında çok önemli bir kült (dini tören) ve sanat merkezi olan Alacahöyük’te 4 uygarlık çağı açığa çıkartılmıştır. Alacahöyük’te 1. uygarlık çağı, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı dönemleri ile temsil edilmektedir. 1. kültür katta, Geç Frig çağında höyüğün her yanı iskan edilmiştir. Küçük evlerden oluşan bu kat, seramiğine göre, M.Ö. 650’den daha eski değildir. len İstanbul’ daki Müzeler (Eski Şark Eserleri Müzesi, Arkeoloji Müzesi), Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Çorum ve Boğazkale Müzelerinde korunmaktadır. Akadça ve Hititçe olan Boğazkale tabletleri, bir devlet arşivi belgeleri olarak kanunlar, antlaşmalar ve yazışmaların yanısıra dini ve edebi metinlerden oluşmaktadır. Hattuşa-Boğazkale Mısır, Babil ve Mitanni gibi Eski Doğu’nun büyük güçlerinden biri olan Hititler, yaklaşık M.Ö. 1200 yıllarına kadar Anadolu’nun büyük bir kısmına ve zaman zaman da Kuzey Suriye’ye hükmetmişlerdir. Bu İmparatorluğun başkenti Hattuşa, Çorum’un 80 kilometre güneybatısında, Boğazkale ilçesindedir. Bölge 1988 yılında Tarihi Milli Parklar statüsüne alınmıştır.
Hattuşa 1834 yılında Fransız mimar Charles Texier tarafından keşfedilmiştir. Bu sadece Hattuşa’nın keşfi değil, tamamen unutulmuş olan Hititlerin keşfi olarak da algılanabilir. 1893-94’te Ernest Chantre’nin birkaç sondaj yapmasına ve ilk çivi yazılı tabletleri yayınlamasına kadar ki dönemde pek çok bilim adamı ve gezgin Hattuşa’yı ziyaret etmiştir. Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey’in desteğini alan aynı müzenin konservatörü Theodor Makridi Bey, 1906 yılında ilk büyük çaplı kazıyı başlatır, zamanın çiviyazısı uzmanı Assiriyolog Hugo Winckler’i de kazı heyetine alarak, burasının Hitit başkenti Hattuşa olduğunu tespit ederler. 1931-39 yılları arasında ve 2. Dünya Savaşı nedeniyle verilen aradan sonra 1952’de yeniden başlatılan kazılar, kesintisiz olarak Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir. İlk yerleşim izleri, Kalkolitik (Taş) Çağ’a kadar (M.Ö. 5000) inmektedir. Kesintisiz yerleşmeye başlanılması ise, Eski Tunç Çağı’nın sonlarına (M.Ö. 3000) doğru olmuştur. Bölgenin yerli halkı olan Hattiler, burada bir kent kurup, Hattuş adını vermişlerdir. M. Ö 20. yüzyıl’da Orta Dicle Bölgesi’nden gelen Assurlu tüccarlar, Hatti yerleşmesinin hemen dışında, bir Karum, (bir ticaret kolonisi) kurmuşlardır. Bu yıllarda Kaniş/Neşa’nın (Kayseri yanındaki günümüz Kültepe’si) denetimi altındaki, Assur Ticaret Kolonileri, Güneydoğu ve Orta Anadolu’ya yayılmıştır. Adının Hattuş olduğu bilinen bu yerleşimi M. Ö 1700’lerde ilk Hitit Büyük Kral’ı Kuşşara’lı Kral Anitta yıkmıştır. Hitit yazılı kaynaklarından anlaşıldığına göre, I. Hattuşili’nin iktidara gelmesiyle (M.Ö. 1665-1640) Hattuşa, Hititlerin başkenti olmuştur. Hitit İmparatorluk döneminde, yani M. Ö 14 ve 13. yüzyıllarda, şehir yaklaşık olarak altı kilometre uzunluğunda bir surla çevrilmiştir. Daha geç bir imar evresinde bu surların önüne ikinci bir duvar daha örülerek, kent daha sıkı bir savunmaya alınmıştır. Bu yeni sur üzerinde bulunan, anıtsal şehir kapılarının çoğu günümüze kadar oldukça sağlam durumda gelmiştir. Güney batıda, dış yüzünde aslan yontuları bulunan Aslanlı Kapı’yla, iç yüzünde, silahlı tanrının bulunduğu Kral Kapı, bunların en önemlileridir. Kentin güney ucundaki Yer Kapı’nın özel bir rolü olmalıydı. Burada 30 m. yüksekliğinde, 250 m. uzunluğunda ve 80 m. genişliğinde bir toprak set oluşturulmuştur. Bu set üzerinden geçen kent surunun ortalarında Sfenksli Kapı yer alır. Bu kapının tam altında, Hatuşa’nın bugün içinden geçilebilen tek potern (tünel) vardır. 71 m. uzunluğunda ve 3 m. yüksekliğindeki poternden geçilerek sur dışına çıkılmaktadır. Şehirde ayakta kalmış, izlenebilen yapıların büyük bölümü, surlar gibi, M.Ö 13. yy.’ dan kalmadır. Kraliyet yapılarının yer aldığı Büyükkale’de, direkli galerilerle çevrili avlular, konutlar, depo binaları ve büyük bir kabul salonuyla, büyük bir saraya ait kalıntılar ortaya çıkartılmıştır. Hitit metinlerinde sık sık “Hattuşa Ülkesinin bin tanrısından” söz edilmektedir. Kuşkusuz bu tanrıların çoğu İmparatorluk başkenti Hattuşa’da kendilerine bir tapınım yeri edinebilmişlerdir. Başkent Hattuşa’da bugüne kadar 31 yapı, tapınak olarak tanımlanmıştır. Hattuşa’nın en büyük dini yapısı olan Büyük Tapınak, aşağı şehirdeki konutların ortasında tek tapınak olarak yükselir. İki kült odası olduğu için tapınak, imparatorluğun tanrılarının en büyükleri olan fırtına tanrısı ile Arinna’nın güneş tanrıça’sına adanmış olmalıdır. Yukarı şehir’de tapınaklar yanında, kraliyet saraylarının bulunduğu Büyükkale’nin önünde, resmi işlere ayrılmış, bazı anıtsal yapılar açığa çıkartılmıştır. Şehrin bu bölümünde, son Hitit Büyük Kralı II.Şuppiluliuma’ nın Luvi hiyeroglifleriyle, taş üzerine kazınmış, kendisi ve babası IV. Tuthaliya’nın yaptığı işleri anlatan iki büyük yazıt bulunmaktadır. Hattuşa’da son yıllarda yapılan kazıların ağırlık noktasını şehrin, hatta Hitit devletinin ekonomisine ışık tutan kazılar oluşturmuştur. İmparatorluk döneminde, M.Ö. 13. yy.’a tarihlenen şehrin Büyükkaya sırtında, büyük boyutlarda, sayıları 11’ i bulan yeraltı siloları bulunmuştur. Hitit İmparatorluğu’nun M. Ö 1200 yıllarından hemen sonra yıkılmasıyla, Anadolu Tunç Çağları da sona erer. Bununla beraber, Hattuşa şehrinin arazisinin yerleşim tarihi devam eder. M. Ö 12. yüzyılın başlarında, Erken Demir Çağı’na tarihlenen yeni yerleşme, Frig etkilerini yansıtan bir taşra kasabasına dönüşüp büyümeye başlaması ancak, M.Ö 8. yy.’ da gerçekleşir. Yerleşim, Pers döneminde de devam etmiştir. Hellenistik, Galat, Roma ve Bizans’a ait yerleşme ve tahkimat izleri de görülmektedir. Yazılıkaya Tapınağı Hattuşa’nın en büyük ve en etkileyici kutsal mekanı, şehrin dışında yer alan, yüksek kayalar arasına saklanmış Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’dır. Tapınak’ta 90’dan fazla tanrı, tanrıça, hayvan ve hayal ürünü yaratıklar kaya yüzeyine işlenmiş

Mabedi, büyük yapıları, özel-blok evleri, sokakları, büyük küçük su kanalları, şehir suru, biri kabartmalı ortastadlarla süslü sfenksli, diğeri poternli anıtsal kapılarıyla Hitit İmparatorluk Çağı’nın müstahkem olmayan, düz ovaya kurulan tipik temsilcisi höyüğün 2. kültür katını oluşturur. Kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmiş olan Sfenksli Kapının genişliği 10 metredir. O, bir yolla bağlandığı büyük mabedin anıtsal geçididir. Alacahöyük 3. uygarlık katını Eski Tunç Çağı (M. Ö 2500-2000) oluşturur. Hitit kültürüne kaynaklık eden kültürlerin önde geleni olan yerli Hatti uygarlığı’nın aydınlanmasında çok katkıları olan Alacahöyük Eski Tunç Çağı hanedan mezarları, bu çağın en önemli buluntularıdır. İntramural mezarlar özel olarak ayrılmış bir alanda toplanmıştır. Dört yanı taşla örülmüş dikdörtgen mezarlar ahşap hatıllarla(kiriş) kapatılmış, damları üzerine kurban edilmiş sığır başları, bacakları yerleştirilmiştir. Altın, gümüş, elektrum, bakır, tunç, demir ve değerli taşlardan oluşan zengin ölü hediyeleri onların hanedana ait olduklarını göstermektedir. Çoğu altın, gümüş kapların dövme, dökme, kakma teknikleri, altın mücevheratın ince süsleri uzun bir gelişmenin ürünleridir. 4. kültür katını oluşturan Geç Kalkolitik Çağ ana toprak üzerine kurulmuş ilk uygarlıktır. Ortaköy-Şapinuva Hitit Devletinin önemli kentlerinden biri olan Şapinuva, (Ortaköy), Çorum’ un 53 km. güneydoğusundadır. Çekerek nehri etrafında yer alan Göynücek Ovası ile Alaca Ovası arasındaki geçit üzerindedir.




Hüseyindede’de bulunan önemli eserler kabartmalı vazolardır. Buradaki kült yapısında bulunan ve tümlenebilen her iki vazonun frizlerinde, müzik ve dans eşliğinde sürdürülen kült törenleri sahnelenmiştir. Hitit dini bayramlarında gerçekleştirilen dans ve müziğin önemli yer tuttuğu bu törenlerin konu zenginliği, yazılı belgelerden de bilinmektedir. Hüseyindede vazolarında, Hatti geleneğini sürdüren ve Fırtına Tanrısı’na tapınmada önemli yer tutan tasvirler bulunmaktadır. Vazolar, yazılı belgelerde anlatılan çeşitli bayram törenlerinin hikaye şeklinde tasvirine en uygun sanat eserleridir. Kapılıkaya Anıtsal Kaya Mezarı Çorum-Osmancık karayolunun Kırkdilim mevkiinde yolun sağında, derin vadilerin oluşturduğu engebeli bir arazi üzerinde yer almaktadır. Hellenistik Döneme tarihlenmekte olup, (M. Ö. II. yy) komutan İKEZIOS’a aittir. Çay seviyesinden yüksekliği 65 m. dir
Hüseyin Gazi Türbesi Alaca’nın güneyinde, Mahmudiye Köyünün yakınında yer alan yapı kompleksi, 13 yy.’a tarihlendirilmektedir. Hüseyin Gazi Külliyesi; medrese, medresenin girişindeki aşevi, doğusunda türbe, kuzeyinde havuz, avlunun kuzeyinde çeşme ve kompleksin kuzeydoğusunda bugün depo olarak kullanılan misafirhane yapısından oluşmaktadır. Çorum Kalesi Şehrin güneyinde, alçak bir tepe üzerinde, ovaya hakim bir konumda kurulmuş olan kalenin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. 17. yy. da Çorum’a gelen Evliya Çelebi kalenin Sultan Kılıç Arslan tarafından inşa edilmiş bir Selçuklu yapısı olduğunu anlatır. Kale, kare planlıdır. Yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş, moloz taş ve Roma-Bizans dönemlerine ait devşirme taşlar kullanılmıştır. Kale içinde küçük bir cami ile konutlar yer almaktadır.
İskilip Kalesi İlçe merkezinde bulunan ve Osmanlı Dönemine tarihlenen kalenin üç yanı sarp kayalık olup, sadece kuzey-batıdan çıkış mümkündür. Kalenin inşa edildiği sarp kayalığın eteklerinde Roma Devrine ait kaya mezarları bulunmaktadır.
Osmancık Kandiber Kalesi İlçe Merkezinde Kızılırmak’ın kuzey kenarındaki tabii kayalığın üzerine inşa edilmiştir. Selçuklu Dönemine tarihlenen kale içinde ikinci bir kapı daha bulunmaktadır. Kale, İstanbul’dan Amasya’ya uzanan ticaret yolu üzerindedir. Kalenin güneyinde Roma Dönemi kaya mezarları yer almaktadır.
Hacıhamza Kalesi Hacıhamza Beldesindeki İncesu Deresi’nin kuzeyinde yer alan kale yamuk planlıdır. Şeriye Sicil kayıtlarında III. Ahmet tarafından 1723 yılında yapıldığı anlaşılan kale, 1940’lı yıllara kadar kasaba halkını içinde barındırmıştır. İskilip’te Redif Kışlası Kışla, kuzey – güney istikametinde dikdörtgen planlıdır. Bodrum kat dahil üç katlıdır. Yapı 20. yy. başına tarihlenmekte olup, Geç Osmanlı Devri mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Çorum Saat Kulesi Şehrin merkezinde ve minare stilinde yapılmıştır. Beşiktaş Muhafızı Çorumlu Yedi-Sekiz Hasan Paşa tarafından 1894 yılında yaptırılmıştır. Güneye açılan yuvarlak kemerli kapısı üzerinde, 8 sıralı araları cetvelli ve 1312 tarihli mermer kitabede: “Şehinşah-ı zaman Abdülhamid Han-ı keremkarın Ferman-ı kiramından Hasan Paşa-yı bihemta Bütün evkatını vakf eyledi ihya-i hayrata Muvvaffak eylesun her dem anı amaline Mevla Bu saat kulesi ez cümle hayrat-ı güzininden Yapıldı yümn-ü evferle bu şehri eyledi ihya Çıkup bir vakt-i eşrefde yazıldı babına tarih Bu mikat-i celili yapdı bak Lütfi Hasan Paşa, 1312” yazılıdır. Sarı renkli kesme kum taşından yapılan kulede, sekizgen kaideden Türk üçgeni motifli bir papuçla gövdeye geçilmektedir. Üzeri kurşun kubbeyle örtülü olan kulenin dört bir tarafında saat kadranı vardır. Şerefeye yuvarlak kemerli kapıdan 81 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır.
Sungurlu Saat Kulesi Kule, 1891 yılında Kaymakam Edip Bey tarafından yaptırılmıştır. Kare prizma gövdelidir. İkinci kat hariç her katta yuvarlak kemerli küçük pencereler yer alır. Kesme taştan yapılan kulenin en üst katında, dalgalı saçaklı ahşap bir köşk, onun altında dört yönde yuvarlak saat kadranı ve altta demir parmaklıklı bir balkon bulunur
Koyunbaba Türbesi Osmancık İlçe merkezinde bulunan ve Osmanlı padişahlarından Sultan II. Beyazıt zamanında 1469 tarihinde yaptırılan türbe, yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuştur. Evliya Çelebi’ye göre türbe alanında cami, yemekhane, ziyafet odası, konuk evleri ve kurşun kaplı bir türbe yaptırılmıştır. Ancak, türbe dışındaki yapıların bugün temelleri kalmıştır. Türbenin çift kanatlı, derin oyma tekniği ile işlenmiş ahşap kapısı bugün Çorum Müzesi’nde korunmaktadır. Türbe 1989 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Veli Paşa Hanı Çepni Mahallesinde yer alan han, Yozgat Beylerinden Veli Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi bilinmemektedir. Ahşap olan ve 1.000 m². lik bir alanı kaplayan han iki katlı olup yalnız ön cepheye bakan köşk bölümü üç katlıdır. Gerek planı gerekse mimari açıdan Osmanlı Çağı hanlarına örnek teşkil etmektedir. Market olarak kullanılmaktadır. Yeni Hamam Erzurum Beylerbeyi Ali Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılan hamam, dikdörtgen planlı olup yapı malzemesi olarak taş kullanılmıştır. İki kısımdan oluşmaktadır. Paşa Hamamı Tacettin İbrahim Paşa Bin Hacı Bey tarafından 1484 yılında yaptırılmıştır Hacıhamza Hamamı 1514 yılında Sinan Paşa tarafından yaptırılan hamama giriş, iki kapı ile sağlanmaktadır. Soyunmalık, ılıklık ve iki adet sıcaklık kısmı vardır. Koyunbaba Köprüsü Osmancık İlçe merkezinde Kızılırmak üzerinde bulunan Koyunbaba Köprüsü II. Beyazıt zamanında yapılmıştır. Yapımına 1484 yılında başlanmış, 1489 yılında tamamlanmıştır. Uzunluğu 250 m., genişliği 7,5 m. olan köprü dikdörtgen kesitli sarı kesme taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli 19 gözlüdür. Ancak bugün zamanla ırmak birikintileriyle dolması nedeniyle 15 gözü görülebilmektedir. Adını ünlü Türk velilerinden Koyunbaba’ dan alan köprünün kitabesi Arapça harflerle yazılmıştır. Birbirine paralel 5 sıradan meydana gelmektedir. Kitabede köprüyü yaptırandan bahsedilmekte olup, köprü mimarı hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Kitabede: “Yardımından dolayı Alllah’a Hamd ve doğru yolun klavuzu Muhammed ve onun yüce ailesine ve halkı doğru yola yönelten ashabına salat olsun. Dünya, ibret sahiplerinin nazarında hayır ve geçit köprüsüdür. Yaratıklar için sürekli hayat ve sevinç imkansızdır. Ne mutlu o başlangıç ve sonu düşünen kimseye ki, ahiret yolcuğuna devir için sevap edine. Sürüp giden sadaka ise, ne güzel sevaptır. Sadır ola bu yüce emir, bütün ülkelerde sürekli geçerli olsun. Ulu, adaletli, bilgin sultan ve yiğit, yüce hakan, milletlerin yönetimini elinde tutan, arap ve acem sultanlarının sultanı, gazi ve mücahitlerin efendisi, kafir ve müşrikleri kahreden, krallar sultanı ve denizler hakanı, ihsan ve kudret sahibi Allah’ın desteklediği “ Sultan Ebül-Fetih Beyazıt bin Mehmet Han”. Allah onun saltanatını gece ve gündüzler birbirini izledikçe sürdürsün. Kıyamet gününde sevaba ermek, üzerinden geçenlere ibret olmak, umum tarafından faydalanılmak amacıyla sürekli bir hayır olan bu değerli köprünün sağlam olarak yapılmasını emreyledi. Bu hayırlı eserin tesisi, 889 senesinin Şaban ayında başlandı ve 894 senesinde tamam oldu “ denilmektedir.
Maraz Hatça Çeşmesi Yeniyol Mahallesi, Eskisaray 3. Çıkmaz Sokakta bulunan oluk kısmı blok taşa oyulmuştur. Üst kısmındaki kaş kemerin üst kısmında 1342 tarihli bir kitabe yer almaktadır. Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi Osmancık’ta bulunan çeşme, Baltacı Mehmet Paşa’nın birinci sadrazamlığı sırasında 1705 yılında yaptırdığı dört çeşmeden biri ve ayakta olanıdır. Batıya bakan ön yüzünde beyaz mermerden, üç sütun üzerine 18 mısralık bir kitabesi vardır
GEZİ YERLERİ Çorum bölgesi, tarihi ve kültürel varlıkları yanında ; halkın gezebileceği ve piknik yapabileceği bir çok tabiat güzelliklerine de sahiptir. Çatak Tabiat Parkı İl merkezine 22 km. uzaklıkta, en rahat gidilip gelinebilen bu mesire yeri, günübirlik piknik yapmaya uygun olarak düzenlenmiştir. Orman alanı ağırlıklı olarak karaçam ağaçları ile kaplıdır. Kargı ( Eğinönü ) Yaylası Kargı ilçesinin kuzeyindeki yüksek dağlık bölgede yer almaktadır. Çorum’a 140 km, Kargı’ya 26 Km uzaklıktadır. Kargı Yaylası bölgede birbirine bağlantılı şekilde bulunan ; Aksu, Karandu, Göl, Örencik, Karaboya ve Gökçedoğan yaylaları ile bir grup oluşturmaktadır. Bu yaylalarda, yöresel yayla mimarisine uygun yayla evleri geleneği halen devam etmekte olup Aksu ve Gökçedoğan göletleri bulunmaktadır. Abdullah Yaylası Kargı ilçesinde, İlin en yüksek noktası olan Kös Dağı (2.050m) üzerinde yer almaktadır. Çorum’a uzaklığı 114 km’ dir. İstanbul-Osmancık-Samsun karayoluna 12 km. mesafededir. 1.450 m. rakıma sahiptir. Bozulmamış doğası, sarıçam, karaçam ve diğer kendine özgü bitki örtüsü ile gezmek, kamp kurmak ve piknik yapmak için uygun yaylalardandır. Yaylada 22 yataklı konaklama ünitesi ve lokanta bulunmaktadır. Bayat Kunduzlu ve Kuşçaçimeni Yaylaları Çorum İli Bayat İlçesi sınırları içerisinde , ilçenin kuzeyindeki dağlık Karatepe mevkiinde yer almaktadır. İl Merkezine 100 km. İlçe Merkezine 25 km. uzaklıktadır. Yaklaşık 1800 metre rakımlıdır. Yöre halkı yayla geleneğini bu yaylalarda sürdürmektedir. Zengin bitki örtüsü ile kaplı olan yaylalarda sarıçam, karaçam ve köknar ormanları dikkati çekmektedir. Bol su kaynakları ve bozulmamış tabiat yapısı ile yayla turizmine elverişli alanların başında gelir. Karaca Yaylası Osmancık ilçesine bağlı Başpınar beldesinde bulunmaktadır. Çorum-Osmancık yoluna 20 km , Çorum’a 50 km mesafededir. Bölgeye İstanbul-Samsun Karayolu ve Ankara-Çorum-Osmancık Karayolundan ulaşmak mümkündür. Sıklık Mesire Yeri Çorum- Samsun karayolu üzerinde , günübirlik gidilen İl merkezine yakın bir mesire yeridir. Bahabey Çamlığı Çorum Devlet Hastanesi bitişiğinde bulunmaktadır. Halkın piknik yapma amacıyla gittiği yerlerdendir. İncesu Kanyonu Ortaköy İlçesi İncesu Köyündedir. Tek giriş ve çıkışı bulunan İncesu Kanyonu, 12,5 km uzunluğundadır. Genişliği 40-60 m. arasında değişmektedir. Kanyonun her iki yamacı sarp kayalık olup, yer yer ormanlık alanlara rastlamak mümkündür. Kanyon, mevsimine göre rafting ve trekking sporları için uygun özellikler taşımaktadır. KONAKLAMA YERLERİ Üç yıldızlı oteller; Çorum’ da Anitta Otel - 0-364-213 85 16 / 17-18-19 Büyük Otel - 0-364-224 69 92 Dalgıçlar Otel - 0-364-223 09 09 Sungurlu’ da Mavi Ocak Motel-Restorant - 0-364-313 00 33 İki yıldızlı oteller; Çorum’ da Kolağası Otel - 0-364-213 54 51 Otel Pithana - 0-364-213 19 71 Sarıgül Oteli - 0-364-224 21 25 Boğazkale’ de Aşıkoğlu Oteli - 0-364 452 20 04 LOKANTALAR Turizm İşletme Belgeli; merkezde Katipler Konağı, Büyük Vadi Dinlenme Tesisleri ve Sungurlu’da Baktat Dinlenme Tesisleri restoran olarak hizmet vermektedir. Ayrıca Antep Sofrası, Ada Lokantası, Özbeyler İskender, Hacıbey Lokantası, Oltu Çağ Kebapçısı, Konak ZD, Hancılar Et Lokantası, Güleryüz Restoran, Hasan Zahir Et Lokantası ve Ata Restoran hizmet vermektedir.
 
  Bugün 18 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol